Kalp Yetersizliği
KALP YETERSİZLİĞİ
Günümüzde kalp yetersizliği giderek artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kalp krizlerinin erken ve başarılı tedavisi sonrası uzun dönemde kalp yetersizliği kendisini göstermektedir.
Kalp Yetersizliğinin Şikayetleri Nelerdir?
Kalp yetersizliği tanısı konulmamış hastalar genellikle nefes darlığı ve çabuk yorulma şikâyetiyle iç hastalıkları ve göğüs hastalıkları gibi kardiyoloji dışındaki kliniklere başvurmaktadır. Bu durum, kalp yetmezliğinin teşhisini geciktirmekle beraber tedaviyi de geciktirmektedir.
Kalp yetersizliği için risk faktörleri nelerdir?
Bazı hastalıklar kalp yetersizliği riskini arttırmaktadır. Risk grubundaki hastaların belli sıklıklarla kalp fonksiyonlarını kardiyoloji uzmanına kontrol ettirmeleri gereklidir.
- Kalp krizi, bypass, stent gibi koroner arter hastalığı öyküsü
- Diyabet
- Hipertansiyon
- Ailede kalp yetersizliği öyküsü
- 75 yaş üstü hastalar
- Alkolizm
- Kapak hastalığı öyküsü
- Kronik kansızlık
- Kronik böbrek hastalığı
- KOAH hastaları
- Hipotiroidim veya hipertiroidizm varlığı
- Kronik ritim bozuklukları
Kalp yeteresziliğinde tanısal işlemler ve uygulanan prosedürler?
Kalp yetersizliği tanısı öncelikle detaylı bir ekokardiyografik inceleme ile konulmaktadır. Kalp yetersizliği aslında klinik bir tanı olup farklı farklı bozukluklar aynı çatı altında ifade edilmektedir. İlk anlanan manası kalbin büyümesi ve kanın pompalanmasında ciddi azalma (EF<%40) ile karakterize sistolik kalp yetersizliğidir. Ancak yaşlılarda kalbin gevşeme fonksiyonunun ileri derecede bozulduğu ancak kalbin büyümediği ve kanın pompalanmasında sorun olmayan diyastolik kalp yetersizliği de aynen sistolik kalp yetersizliği gibi belirti verir. Ayrıca mitral kapak hastalıkları, kronik akciğer hastalığı veya akciğer damar tansiyonuna bağlı sağ kalp yetersizliğinde de kalbin pompa gücü azalmadan kalp yetersizliği bulgu ve semptomları ortaya çıkar. Bazı kalp kası hastalıkları da (kardiyomiyopatiler) sistolik veya diyastolik kalp yetersizliğine sebep olabilir.
Kalp yetersizliğinin tipi/karakteri belirlendikten sonra ikinci sırada sebebin araştırılması ve sebebe yönelik tedavinin belirlenmesi gelmektedir. Eğer pompa yetersizliği varsa kalp damar tıkanıklığı (koroner arter hastalığı) mutlaka ekarte edilmeli. Sistolik kalp yetersizliğinin en sık sebebi kalp damar tıkanıklığıdır. Damar tıkanıklığına bağlı kalp yetersizliği olgularında stent veya bypass kararının verilmelidir. Sağ kalp yetersizliği varsa sağ kalp kateterizasyonu ile akciğer hastalığına mı bağlı yoksa sol kalp kökenli mi olduğunu belirleyebiliyoruz. Ailesel kardiyomiyopatilerin tespiti de çocukların taranması açısından önemli. Bazı kalp kası hastalıklarında miyomektomi dediğimiz kalp kaslarının kesilmesi ve inceltilmesi veya septal ablasyon denilen kalp kasına kontrollü kalp krizi geçirtildiği tedaviler vardır. Hastanın bu tür bir tedaviye ihtiyacı olup olmadığına karar verilir. Kalbin belli bölgelerinin ciddi balonlaştığı anevrizma vakalarında anevrizmanın cerrahi düzeltilmesi (anevrizmektomi) Sonraki aşamada ise hastanın ilaçların başlanması ve adım adım ilaç dozlarının ayarlanması ve takip edilmesi gerekmektedir.
Kalp yetersizliğinde tedavi ve öneriler
Hastanın beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, sıvı tüketiminin kısıtlanması, hastanın tolere edebileceği seviyede fiziksel aktivitelerin belirlenmesi, hastanın ödem durumunun ve kuru ağırlığının takibi, kalp yetersizliğine eşlik edebilecek kansızlık böbrek fonksiyon bozukluğu tiroid fonksiyonları, sodyum, potasyum mağnezyum gibi elektolitlerin ölçülmesi gibi dahili durumların tespiti ve tedavisi önemlidir. Sonraki aşamada kalp yetersizliğinde kanıtlanmış ilaçların hastanın durumuna göre belirlenip yavaş yavaş arttırılması ve maksimum ilaç tedavisinin uygulanması gereklidir. İlaçların bir kısmı kabin yükü azaltırken bazıları idrar çıkışını arttırmaktadır. Bazıları ise kalp hızını dengeleyerek kalbin verimli çalışmasını sağlamaktadır. Bu ilaçların bir kardiyoloji uzmanının takibinde ve ilk başlarda ayda birkaç kez olacak şekilde yapılması gereklidir. Hedef dozlara ulaşıldıktan sonra belli aralıklarla elektolit seviyeleri böbrek fonksiyonları ve kalp fonksiyonları takip edilmelidir.
Hastaların yaklaşık üçte birinde enfeksiyonlara bağlı olarak (viral üst solunum yolu enfeksiyonları, bakteriyel pnömoni ishal) durumların bozulma gelişmekte ve çoklu organ yetmezliğine girerek kaybedilmektedir. Bu nedenle yıllık grip aşılarını yaptırmaları, 4 yılda bir zatürre aşılarını yenilemeleri, enfeksiyondan kendilerini korumaları, enfeksiyon kapmışlarsa da çok kötüleşmeden tıbbi yardım almaları önemlidir.
Kalp Yetersizliğinde cihaz tedavileri.
Kalp yetersizliği hastalarının yaklaşık üçte biri ani ölümcül ritim bozuklukları nedeniyle maalesef hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle maksimum ilaç tedavisine rağmen kalp fonksiyonları düzelmeyen hastalarda şoklama cihazı takılması önerilmektedir. Kalp grafiklerinde sol dal bloğu dediğimiz ileti bozukluğu olan ileri kalp yetersizliklerinde 3 odacıklı kalp pilleri kalbin daha senkronize çalışmasını sağlayarak hastanın yaşam kalitesini düzeltmektedir. Tüm ilaç tedavilerine ve kalp pillerine rağmen kalp yetersizliği semptomları ileri olan hastalarda sol ventrikül destek cihazları önerilmektedir. Nakil merkezlerinde deneyim kalp cerrahları kalbin tepesinden delik açarak kalbe bir boru yerleştirir ve buradan sürekli temiz kan cihaz tarafından çekilir diğer bir boruda karın bölgesindeki atar damara bağlanır, makinenin kalpten çektiği temiz kan bu yolla vücudun alt bölesine pompalanır. Nakile aday ama donör bulunamayan vakalar ile nakil adayı olmayan ileri kalp yetersizliği hastalarında da önerilmektedir.
EECP (Enhanced External Counter Pulsation) yaşam süresini uzatmasada bazı hastalarda yaşam kalitesini arttırmaktadır. Kol ve bacaklara bağlanan cihaz kalp atımlarına göre şişip inerek kalp damarlarının dolum basıncını arttırmaya çalışmaktadır. Bu sayede bazı hastaların kalp beslenmesi düzeltilmeye çalışılmaktadır.
Kalp yetersizliğinde kök hücre tedavisi işe yarar mı?
Kök hücre çalışmaları tüm hızıyla devam etmektedir. Umut verici çalışmalar olmakla birlikte halen ideal kök hücrelerin hangileri olduğu ne miktarda ve hangi yolla verileceği henüz standardize edilememiştir. Kök hücre verilen hastaların büyük çoğunluğu araştırmalara kayıtlı hastalardır. İlerleyen yıllarda sonuçlarını göreceğiz.
Sonuç olarak kalp yetersizliği kronik ilerleyici bir hastalıktır. Hastaların takip ve tedavisi bu konuda deneyimli merkezlerde düzenli aralıklarla yakından takip edilmelidir.